Babacan, iş dünyasıyla buluştu
Gebze’de iş dünyasının temsilcileriyle buluşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan,“14 Mayıs’ta kara kış mı yoksa bahar mı, öfke mi yoksa nefret mi bunun tercihini yapacağız” diye konuştu.
BABACAN’DAN TARIM VE SANAYİ VURGUSU
Gebe’de bir otelde düzenlenen toplantıya Millet İttfakı çatısı altındaki CHP Kocaeli Mİlletvekili Adayı Nail Çİler. CHP Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı, İYİ Parti Kocaeli İl Başkanı Nusret Acur, Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan, İYİ Parti Gebze Başkanı Burak Uluköylü Temsilcileri ve iş insanları katılım sağladı. Babacan, aynı zamanda seçimde yapılacak tercihin çok net olduğuna dikkat çekerek, “14 Mayıs’ta kara kış mı yoksa bahar mı, öfke mi yoksa nefret mi bunun
tercihini yapacağız” ifadelerini kullandı. Babacan’ın konuşmasında verdiği şu ifadeler yer verdi: “Türkiye çok büyük bir ülke, Avrupa’nın en büyük nüfusuna ve Avrupa’nın en büyük tarım Topraklarına sahibiz. Nüfusu Türkiye’yle benzer olan Almanya’da çalışan nüfus bizden çok daha fazla. Türkiye olarak çok çok çalışmak ve üretmek zorundayız. Yatırım yapmak, üretim yapmak ve ihracat yapmak zorundayız. Ancak bu şekilde özgür ve zengin bir ülke Olabiliriz. Ülkenin ekonomisine bakacağımız zaman bazı hususların altını çizmemiz gerek. Gebze’de sanayinin üretimin çok yoğun olduğu bir şehirde ekonomi perspektifini çok iyi İşlememiz gerekiyor. Ekonominin temelinde hukukun üstünlüğü, demokrasi ve adalet var.Bunu güçlendirmeden üzerine sağlam bir ekonomi inşa etmeniz mümkün değil. Güçlü bir Merkez Bankanız varsa güçlüsünüz, güçlü sivil toplum kuruluşlarınız varsagüçlüsünüz, güçlü bir hazineniz varsa güçlüsünüz. Bunlar güçlü değilse ülke olarakzayıflıyorsunuz. Fırsat eşitliği de bir diğer konu. Hak edenin hakkını aldığı bir sistemdenbahsediyoruz. Rekabet ve şeffaflıkla çalışan bir ekonomi ülkeyi ayağa kaldıracak. Bir avuçinsanın servetine servet kattığı bir Türkiye görmek istemiyoruz. Bunun için yola çıktık. Ekonomi politikalarının insan odaklı olması lazım. Devlet insan için vardır, her zaman önceinsan dedik ve tüm politikaları bu noktada şekillendirdik. Güven ortamını sağlamadığınızda ekonomide başarı mümkün değil. Güven için konuşunca doğruyu söyleyeceksin, söz verince yapacaksın, emanete hıyanet etmeyeceksin, ehliyetli liyakatli kadrolarla çalışacaksın, asla istişareyi bırakmayacaksın. Şeffaf ve açık olacaksın, her zaman hesap vermeye hazır olacaksın. Bu maddeleri hayata geçirin korkmayın. O zaman güven kazanmış bir hükümet olarak işinizi yapar, başarılı olursunuz. İnsanlar öncelikle bir genel istikrar ortamı görmek ister. En alta ve temele hukuk ve insan özgürlükleri koyduğumuz yere makro istikrar koymamız gerek. Enflasyonun mutlaka düşük olması gerek. Enflasyon en modern hırsızlık aracıdır. 86 milyonun gelirinden çalmanın adıdır enflasyon. Şu son 4-5 yılda cumhuriyet tarihinin en yüksek enflasyon rakamlarını yaşadık. 94 ve 2001 krizlerinde bile bu rakamları görmedik. Daha yeni çalışan nüfus ortalaması ortaokul oldu. Bunu arttırmamız gerekiyor. Yetmiyormesleki eğitimin üzerine düşmemiz gerek. Stajlarla, erken yaşlarda çalışan hayatına girmemiz gerek. Gençlerimiz farklı meslek tercihlerini daha bilerek yapsınlar. Dünya çok hızlı değişiyor ve yeni meslekler oluşuyor. Yeni mesleklere çalışan nüfusun adapteolabilmesi için de hayat boyu öğretim sisteminin olması gerek. Meslek değiştirmek çok yaygınlaşacak. 18 yaşında meslek tercih edenlerin, 28-38 yaşında belki de meslekleri kaybolacak işte bu yüzden hayat boyu öğretim diyoruz. Tüm eylem planlarımızıhazırladık. Eğitim eylem planımız 500 maddelik bir planı. Tüm eylem planlarımız hazır.Bizim kısa süreli eğitim programları hazırlamamız gerekiyor. Dijital dönüşüm noktasında önemli çalışmalar yapılması gerek. Sanayileşmenin yoğunolduğu bölgelerde yaşanabilir bir çevre çok önemli. Geleceğe yaşanabilir bir ülkebırakmak lazım ve bunu çevreyle dost bir şekilde yapmamız gerek. Yatırım ve ihracat yaparken bazı kesimler bu yarışta geriye düşebiliyor. Ne olursa olsun, hiçbir işi olmayacak insanların asgari gelire ulaşması için sosyal politikalar ortaya koyduk. Türkiye’nin her alanda yüksek standartlara ulaşmasının kestirme yolu Avrupa Birliği mutabakatlarından geçiyor. Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki standartları kapatmak için müzakere süreci gerekiyor. Avrupa Birliği standartları biliyoruz, kendi durumumuzun da farkındayız bunu nasıl kapatırız onu düşünmemiz gerek. Türkiye’nin yarınları için ne yapacağımıza karar verdik. FarklılıklarımızlaTürkiye’nin yarınlarını inşa ediyoruz. Birinci oy pusulasında sayın Kılıçdaroğlu bizim adayımız. CHP kendi listelerinde başka isimler alarak büyük bir fedakarlık yapıyor. Ortak listeye giren partiler de kendi kimliklerinden fedakarlık yapıyor. Adayımızın olmadığı illerde bu çok büyük bir fedakarlık. Herkesin fedakarlık yaptığı ama sonucunda herkesin kazanacağı bir süreç var. Bunu anlamak kolay değil ama biz her zaman önce Türkiye ve demokrasi diyoruz. DEVA için CHP’nin logosunun altına evet diyoruz. Gerçekten kritik bir dönemdeyiz ve seçim oldukça yaklaştı ve tüm bu kavramları iyi anlamamız ve anlatmamız gerek. İnşallah 15 Mayıs sabahı kötü bir rüya gördük ve bu kabustan uyandık diyeceğiz. Yarınlara umutla bakmak Türkiye’yi kanatlandırıp uçuracak. Temelde iki tercih var. Otoriter bir zihniyet mi yoksa demokrasi mi, ortak akıl mı tek akıl mı, öfke nefret mi yoksa sevgi mi, kara kış mı bahar mı inanın bu kadar basit bir tercih yapacağız. Geri kalan her şey teferruat. Tercih bana göre çok net çok açık.Vatandaşlarımızın sağduyusuna çok güveniyoruz. Tüm seçim sonuçları toplumumuzunortak aklının sonucudur. Yeter ki halkımız iyi anlasın meseleyi. Bu da bizim elimizde. İyi anlayacağız, iyi anlatacağız ve mutlu yarınlara hep birlikte yürüyeceğİz”